“Takım mücadele ediyor, futbolcularımız ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar” dememize rağmen, ikinci satırda “mücadele yetmez, bu takım bu yetersiz kadroyla birinci düşme adayıdır” dediğimizde ise “çocukların moralini neden bozuyorsun ?” diyorlar.
“Biz bu ilacı almazsan ölürsün” diyoruz. “Onlar boş ver ilacı, şansına güven” diyorlar. İlk 2 hafta sonunda da haklı gibi görünüyorlar !
İşin daha da ilginç tarafı; “transfer yasağını kaldırın, yoksa 2. lige yolculuk başlıyor” diyeni Gençlerbirliği düşmanı ilan ediyorlar !
Boluspor maçından önce bir arkadaşımız, “Bu kadromuz ile ligde başa baş oynayabileceğimiz 5-6 takımdan biridir Boluspor” demiş. Oysa biraz araştırsa sadece 9 yabancı futbolcusu ile önemli fark yarattığını görebilirdi.
Bu kadar da değil !
Bizim transfer tahtamız kapalıyken; Boluspor’un Gaziantep’ten kaleci Çağlar Akbaba’yı, Viktorya Plzen’den Kayamba’yı, Erzurum’dan Gökhan Alsan ve Gökhan Kardeş’i, Giresunspor’dan İbrahim Balde’yi, Bandırmaspor’dan Landel’i aldığını da görebilirdi. Yani aramızda en küçük bir benzerlik olmadığını…
Peki maçı kim kazandı ?
Biz kazandık. Yine saygı duyulacak bir mücadele sonunda hak edilen bir skorla…
İlker Karakaş’ın muhteşem dönüşüyle ve golcülüğü ile tabela bizim lehimize…
Tamam da rakibin 3 stoperinin cezalı ve sakat olmasını ve de maçın büyük kısmını 1 kişi eksik oynamalarını görmezden mi geleceğiz ?
Evet 2. haftayı kârlı kapatıyoruz.
Peki daha sonrası…
Buradan tekrar ediyorum; bu kulübün yola bu kısıtlı kadro ile devam etmesini kimler istiyorsa, Gençlerbirliği düşmanı da onlardır. Güya kendilerine göre tedbir almışlar; “aman kart görmeyin, aman sakatlanmayın” uyarısını da ihmal etmiyorlar !
Sanki ceza ve sakatlık işin doğasında yokmuş da; bir takım isterse aklını kullanarak bu kazalara uğramadan yola devam edebilirmiş gibi…
Bu takımdan her an en az 3-4 futbolcunun eksilebileceğini istatistikler söylüyor. O zaman yedek kalecileri orta sahada mı oynatacağız ?
Hoca bu konuda ne söylüyor ?
“Ceza ve sakatlıklar olacak, bizim bu yükü taşıyacak durumumuz yok, transfer şart” diyor. Geçen haftaki maçtan sonra da, dünkü maçtan sonra da aynı şeyleri söyledi. Aşırı iyimserler biraz da hocaya kulak verin !
Geçen sezon ligin en çok gol yiyen 4 takımından biriydik. O kadronun yarısından fazlasını da kaybettik. Transfer tahtası açılmazsa hangi güç bize bu performansın daha fazlasını sağlayacak ?
Hayal aleminden uyanalım ve günlük sevinçlerin sezon sonuna kolay taşınamayacağını görelim.
Gençlerli
Eski yönetimi eleştirenler bir bir yönetime geliyor ama gelenler gidenleri aratıyor... kimse cebinden para koymak istemiyor... Gençlerbirligi malvarlığını satarak veya bankaya ipotek ederek para bulmaya çalışıyorlar... o zaman niye Gençlerbirligi taraftarı başkan istiyoruz... Başka takım taraftarı olsa o da aynısını yapar... yazık oluyor bu takıma... İ.Cavcav da zamanında çok eleştirildi ama bu takımı hiçbir zaman bu kadar aciz duruma düşürmedi... yazık vallahi çok yazık... 10 ay önce