Gençlerbirliği’nin genel kurulu yapıldı ve üç sene için yeni yönetim seçildi. Hayırlı uğurlu olsun…

Elbette bu durum bazı garipliklerin altını çizmemize engel değil !

Bir arkadaşımız önceki yazımla ilgili olarak; “naylon üyelere üstü kapalı şekilde değinmenizi etik buluyor musunuz ?” diye sormuş.

Gerçekliği kabul görmüş her konunun gündeme taşınmasını tamamen etik buluyorum.

Kaldı ki;

- Medya duyurmasa bizim bundan nasıl haberimiz olacaktı ?

Naylon üye tanımı da sayısına kadar günlerce konuşuldu ve yalanlanmadı.

- Başkan adayı naylon üye konusunda sürekli mevcut yönetimi “etik dışı davranış” sebebiyle eleştirdi, yalanlanmadı.

- Kongrede Murat Şamil Şen bir öneride bulundu, “son haftalarda üye yapılanların ayağa kalkarak kendilerini tanıtmalarını” istedi, sessiz kalmak dışında buna da itiraz gelmedi

- Divan Başkanlığı’na “yeni kaydedilmiş delegelerin oy kullanmaması” önerisi yapıldı ve divan anında “böyle bir yetkimiz yok” diyerek reddetti.

- İpler de zaten bu aşamadan sonra koptu ve divanın taraflı davrandığı gerekçesi ile tepki olarak muhalefet birleşti ve düne kadar hiç ismi geçmeyen bir hanım üyeyi başkan adayı olarak ilan ettiler. Anlamsız bir davranış olduğu söylenebilir mi ?   

- Ortaya bir video düştü. Adamın birisi delege pazarlığı yaparken kameralara yakalandı. Bu kişi salona girebildiğine göre tanınmaması söz konusu olamaz.

Nitekim menajer olduğu ve büyük ihtimalle kim olduğu da tespit edildi.    

Ancak şu ana kadar kurumsal bir açıklama yapılmadı. Bu normal mi ?

Sanki bütün bunlar gözler önünde yaşanmamış gibi etik dışı davranışları eleştirene “bu yaptığınız etik mi ?” diye sormak hangi insaf ölçüsüne sığar ?

Kulübün kendi dönemlerinde 133 milyon TL kâra geçtiğini üyelerin gözünün içine baka baka açıklamak ve inanmalarını beklemek biraz fazla özgüven ister. Seneler öncesinde edinilmiş bir mülkü 285 milyon liraya satacaksınız ve bunun rüzgarıyla o sene kâr açıklayacaksınız öyle mi ?

Ve bunu savunmak üzere “285 milyon liralık satıştan kasaya sadece 135 milyon lira girdi” diyeceksiniz. Güya aradaki 150 milyon lira fark vergi borcuna gitmiş. Elbette eski yönetimden açıklama gecikmedi ve “kendi dönemlerinden devreden vergi borcunun 46 milyon lira olduğunu” açıkladılar.

Neticede önemli olan husus ortada herhangi bir “ticari kazanç” yokken kâr açıklanmasıdır. Eğer finansal açıdan biraz rahatlama olduysa, 15-20 yıl önce yaptığı yatırımla bütün duaları rahmetli Cavcav hak ediyor.

Öyle ya nerede görülmüş mirasyedinin alkışlandığı ?

Dolayısıyla bu gayrimenkulün bedelini kasaya koyarak kâr açıklamak, bir de bununla övünmek sadece gülümsetir.

İşte elde başka gayrimenkul kalmadı. Önümüzdeki dönem sonunda da kâr açıklasanıza…

Vazgeçtim, borçları ve maaşları zamanında ödeseniz de, biz de özür dilesek…

Duyduğumuza göre Başkan 2745 numaradan 349 numaraya terfi etmiş.

28 numara Ercüment Tunçalp soruyor; bizimkinden de küçük numaralara geçme ihtimaliniz var mı ?

Soruya gelecek cevap birçok konuya ışık tutacaktır…