""
Bak saygıdeğer efendim, gerçeğin ikamesi olmaz!
Gerçek, gerçektir!
Ne yapacaktık yani? Ankaragücü düştü diye üzülüp Gençlerbirliği birkaç puanla ligde kaldı diye sevinecek miyiz?
Ben bunu yapmayacağım!
Ve fakat!
Ankaragücü’nü alt satırlara bırakırsak, Gençlerbirliği’nin vizyonu dar, küçük düşünen, azla yetinen yöneticileri seviniyorlar mı bu kalışa!
Şehrin dinamiklerinin umurunda mı bu vaziyet?
Seneye ne olacak peki?
Sen kardeşim, “Başka kimse yok” savıyla Kaplan’ı getirdin, takımı kurdurdun ki o Kaplan’a Türkiye’de hiçbir takım talip olmuyor!
Artık menajerleri kapıdan içeri sokmuyoruz” derken siz, kulüp binasında iki menajerin oturduğunu biliyorduk sezon başında!
Küçük düşünmeyin, mesela Alanyaspor kadar düşünün, Kasımpaşa kadar bile olabilir!
Bir de beylik laf yazayım buraya ki, taş yerini bulsun; kuruluş felsefenize bir bakın! Kurucuları anımsayın!
Tarihinizi hatırlayın! Büyük düşünün, yine ölçülü adım atın!
Gelelim anlı şanlı tarihe sahip (Kurum olarak) Ankaragücü’ne. “Mezarda ters dönmek” diye bir şey varsa, “O kahramanlar inanın vantilatör gibi olmuşlardır.
İki başkan, dört teknik adam, parası ödenmeyen onlarca futbolcu ile küme düşmeyi başardınız, alkışlar size!
Zaten iki yıldır uğraşıp duruyordunuz!
Başardınız!
İki yıldır tahtası kapalı (Borç yüzünden) bir kulüp, tahta açılır açılmaz nasıl bu kadar oyuncuya sözleşme imzalatır!?
Akıllara zarar!
Üstelik iki yıldır aynı terane!
Ya bir istikrar, bir öze dönüş, bir çağdaşlık vs., vs., vs…
Nerede o günler! Kasım kasım kasılmalar, yöneticilik ha! Transferin adı yöneticilik!
Öyle mi?
Şimdi gayya kuyusuna düştünüz! Bizi de düşürdünüz! Vebaliniz büyük kardeşim! Nasıl çıkacaksınız o ligden, o vebalden?
Sözün özü şu ki;
Ankaragücü düştü, keşke Gençlerbirliği de düşseydi!
Belki, akıllar başa gelirdi!
Bu siyasetle iç içe olmalar, hanedan yöntemi-yönetimi, “Biz en iyisini biliriz” edaları…
Siz bu kulüplerin tarihine yakışmıyorsunuz, daha acısı bilmiyor, anlayamıyorsunuz bu tarihi doğru dürüst!
Kuvayı Milliye’nin, modern Türkiye Cumhuriyeti’nin özeti var o tarihlerde!
Bu durumlara düşmemizin sebebi bu!
Ama suçun büyüğü Ankaralı’da.
Başkası yokmuş gibi sizi işin başında tutuyorlar yıllardır.
Birer tane aslan yürekli adam çıkmıyor bir türlü.
Tabi bu aslan yüreklilerin adı Cemal Aydın, Melih Gökçek vs. gibi nalıncı keserleri asla değil!
Bu iki düşüş, bu dibe vuruş bizim kulüplerimizi arşa fırlatmalı!
Düşmüş Ankaragücü’nden umutluyum ama kalan Gençlerbirliği için hiçbir umudum yok!
Dedik ya gerçeğin ikamesi yok!