Tenise Dair Bir Sohbet: Sergen Çetin İle Tutku, Hırs ve Sevgi Üzerine

Tenise Dair Bir Sohbet: Sergen Çetin İle Tutku, Hırs ve Sevgi Üzerine. Tenis sahasının tozuyla toprağıyla iç içe geçen bir antrenör olarak, Sergen Çetin, Türkiye Tenis Federasyonu’nun 3. Kademe Kıdemli Tenis Antrenörü unvanıyla tanınıyor. Power Tenis Kulübü’nde yıllardır antrenörlük yapan ve tenis dünyasına önemli katkılar sunan Sergen Çetin ile sporculuk kariyerinden antrenörlük deneyimlerine, Türk tenisinin gelişiminden genç sporcuların karşılaştığı zorluklara kadar birçok konuda keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Sergen Hoca, öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Tenise nasıl başladınız ve kariyeriniz nasıl şekillendi? Sergen Çetin: Tabii, ben 1995 doğumluyum ve Kahramanmaraş’ta hayatımın ilk yıllarını geçirdim. Tenis ile tanışmam 2012 yılında, Clubsporium Kulübü’nde gerçekleşti. 2014 yılında Clubsporium’da antrenörlük kariyerime adım attım ve yaklaşık 8 yıl süren bir dönemin ardından Zekeriyaköy Spor Kulübü ve Power Tenis Akademi kulüplerinde antrenörlük yapmaya devam ediyorum. {#advert} Türk tenisinin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi yönde ilerliyoruz? Sergen Çetin: Türk tenisi son yıllarda ciddi bir ivme yakaladı. Hem kulüp hem de antrenör sayısı arttı, çocukların erken yaşta tenise başlama eğilimleri arttı ve bu da genç oyuncu sayısının çoğalmasına yol açtı. Ülkemizde düzenlenen uluslararası turnuvaların sayısı da artıyor ve hakem sayımız da oldukça fazla. Bu faktörler, Türk tenisinin geleceği açısından umut verici. Başarılı bir sporcu yetiştirmek için sadece iyi bir antrenör yeterli midir? Sergen Çetin: Başarılı bir sporcu yetiştirmek için iyi bir antrenör elbette önemlidir, ancak başarı sadece antrenörle sınırlı değildir. Sporcu, antrenör, aile ve çevre faktörleri bir araya gelerek sporcu için olumlu bir etki oluşturur. Sporcunun disiplini, düzenli çalışma azmi ve doğru bir antrenman programı da başarının ayrılmaz parçalarıdır. {#advert} Türk antrenörleri olarak en çok hangi sorunlarla karşılaşıyorsunuz? Sergen Çetin: Türkiye’deki tenis antrenörlerinin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, antrenörlük alanının tam anlamıyla profesyonelleşememesidir. Antrenör kademelerinin denetimi ve eğitimi yeterli seviyede değil. Ayrıca, antrenörlerin maddi ve manevi olarak yeterli saygıyı görememesi, özel derslerin ağırlık kazanmasına neden olabiliyor. Antrenör gelişimi için sağlanan kaynaklar da yetersiz. Genç sporcuların eksik yönleri nelerdir? Sergen Çetin: Genç sporcuların en büyük zorluklarından biri, spor ile eğitimi dengelemek. Ayrıca, sporcuların motor becerilerinin tam anlamıyla gelişmeden spora yönlendirilmesi ve kondisyon antrenmanlarının öneminin göz ardı edilmesi gibi eksiklikler var. Okullarda spor eğitiminin yetersiz olması ve spor dalı seçimlerindeki hatalar da sporcuların önünü tıkayabiliyor. Ayrıca, sınav dönemleri ve eğitim geçişlerinde sporun ihmal edilmesi de bu sorunları tetikliyor. {#advert} En unutulmaz anınızı bizimle paylaşır mısınız? Sergen Çetin: Kariyerim boyunca birçok anı biriktirdim, ancak en unutulmaz anım genç yaş kategorisindeki sporcularımla geçirdiğim anlardı. Onlarla birlikte antrenman yapmak ve turnuvalara katılmak gerçekten özel ve keyifliydi. Bu genç sporcularla birlikte geçirdiğim zamanlar, benim için paha biçilmez anılara dönüştü. Tenis sizin için ne ifade ediyor? Sergen Çetin: Tenis benim için sadece bir spor değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı. Kortta olmak, raketimi elime almak ve topun peşinden gitmek beni mutlu ediyor. Tenis, bana disiplini ve azmi öğretti, aynı zamanda öğrencilerimle olan paylaşımlarımın keyfini çıkarıyorum. {#advert} Favori tenis oyuncularınız kimler? Sergen Çetin: ATP’de Rafael Nadal ve yeni jenerasyondan Holger Rune benim için ilham verici isimler. WTA’de ise Iga Swiatek ve Arina Sabalenka’yı izlemekten keyif alıyorum. Onların başarıları ve oyun tarzları, genç sporcular için gerçek bir motivasyon kaynağı. Sergen Çetin ile gerçekleştirdiğimiz bu keyifli söyleşi, tenis dünyasının iç yüzünü ve genç yeteneklerin yetiştirilmesindeki önemi gözler önüne seriyor. {#advert} Tutku, hırs ve sevginin bir araya geldiği bu spor dalının geleceği, yetenekli antrenörlerin ve azimli sporcuların elinde parlak bir şekilde şekillenmeye devam edecek gibi görünüyor.   window._taboola = window._taboola || []; _taboola.push({ mode: 'thumbnails-a', container: 'taboola-below-article-thumbnails', placement: 'Below Article Thumbnails', target_type: 'mix' });

Tenis sahasının tozuyla toprağıyla iç içe geçen bir antrenör olarak, Sergen Çetin, Türkiye Tenis Federasyonu’nun 3. Kademe Kıdemli Tenis Antrenörü unvanıyla tanınıyor. Power Tenis Kulübü’nde yıllardır antrenörlük yapan ve tenis dünyasına önemli katkılar sunan Sergen Çetin ile sporculuk kariyerinden antrenörlük deneyimlerine, Türk tenisinin gelişiminden genç sporcuların karşılaştığı zorluklara kadar birçok konuda keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.

Sergen Hoca, öncelikle sizi biraz tanıyabilir miyiz? Tenise nasıl başladınız ve kariyeriniz nasıl şekillendi?

Sergen Çetin: Tabii, ben 1995 doğumluyum ve Kahramanmaraş’ta hayatımın ilk yıllarını geçirdim. Tenis ile tanışmam 2012 yılında, Clubsporium Kulübü’nde gerçekleşti. 2014 yılında Clubsporium’da antrenörlük kariyerime adım attım ve yaklaşık 8 yıl süren bir dönemin ardından Zekeriyaköy Spor Kulübü ve Power Tenis Akademi kulüplerinde antrenörlük yapmaya devam ediyorum.

Türk tenisinin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Hangi yönde ilerliyoruz?

Sergen Çetin: Türk tenisi son yıllarda ciddi bir ivme yakaladı. Hem kulüp hem de antrenör sayısı arttı, çocukların erken yaşta tenise başlama eğilimleri arttı ve bu da genç oyuncu sayısının çoğalmasına yol açtı. Ülkemizde düzenlenen uluslararası turnuvaların sayısı da artıyor ve hakem sayımız da oldukça fazla. Bu faktörler, Türk tenisinin geleceği açısından umut verici.

Başarılı bir sporcu yetiştirmek için sadece iyi bir antrenör yeterli midir?

Sergen Çetin: Başarılı bir sporcu yetiştirmek için iyi bir antrenör elbette önemlidir, ancak başarı sadece antrenörle sınırlı değildir. Sporcu, antrenör, aile ve çevre faktörleri bir araya gelerek sporcu için olumlu bir etki oluşturur. Sporcunun disiplini, düzenli çalışma azmi ve doğru bir antrenman programı da başarının ayrılmaz parçalarıdır.

Türk antrenörleri olarak en çok hangi sorunlarla karşılaşıyorsunuz?

Sergen Çetin: Türkiye’deki tenis antrenörlerinin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, antrenörlük alanının tam anlamıyla profesyonelleşememesidir. Antrenör kademelerinin denetimi ve eğitimi yeterli seviyede değil. Ayrıca, antrenörlerin maddi ve manevi olarak yeterli saygıyı görememesi, özel derslerin ağırlık kazanmasına neden olabiliyor. Antrenör gelişimi için sağlanan kaynaklar da yetersiz.

Genç sporcuların eksik yönleri nelerdir?

Sergen Çetin: Genç sporcuların en büyük zorluklarından biri, spor ile eğitimi dengelemek. Ayrıca, sporcuların motor becerilerinin tam anlamıyla gelişmeden spora yönlendirilmesi ve kondisyon antrenmanlarının öneminin göz ardı edilmesi gibi eksiklikler var. Okullarda spor eğitiminin yetersiz olması ve spor dalı seçimlerindeki hatalar da sporcuların önünü tıkayabiliyor. Ayrıca, sınav dönemleri ve eğitim geçişlerinde sporun ihmal edilmesi de bu sorunları tetikliyor.

En unutulmaz anınızı bizimle paylaşır mısınız?

Sergen Çetin: Kariyerim boyunca birçok anı biriktirdim, ancak en unutulmaz anım genç yaş kategorisindeki sporcularımla geçirdiğim anlardı. Onlarla birlikte antrenman yapmak ve turnuvalara katılmak gerçekten özel ve keyifliydi. Bu genç sporcularla birlikte geçirdiğim zamanlar, benim için paha biçilmez anılara dönüştü.

Tenis sizin için ne ifade ediyor?

Sergen Çetin: Tenis benim için sadece bir spor değil, aynı zamanda bir yaşam tarzı. Kortta olmak, raketimi elime almak ve topun peşinden gitmek beni mutlu ediyor. Tenis, bana disiplini ve azmi öğretti, aynı zamanda öğrencilerimle olan paylaşımlarımın keyfini çıkarıyorum.

Favori tenis oyuncularınız kimler?

Sergen Çetin: ATP’de Rafael Nadal ve yeni jenerasyondan Holger Rune benim için ilham verici isimler. WTA’de ise Iga Swiatek ve Arina Sabalenka’yı izlemekten keyif alıyorum. Onların başarıları ve oyun tarzları, genç sporcular için gerçek bir motivasyon kaynağı.

Sergen Çetin ile gerçekleştirdiğimiz bu keyifli söyleşi, tenis dünyasının iç yüzünü ve genç yeteneklerin yetiştirilmesindeki önemi gözler önüne seriyor.

Tutku, hırs ve sevginin bir araya geldiği bu spor dalının geleceği, yetenekli antrenörlerin ve azimli sporcuların elinde parlak bir şekilde şekillenmeye devam edecek gibi görünüyor.

İlk Yorumu Sen Yaz

Gönder