Yüze göze bulaştırmak bu olsa gerek !

Ne kendi şirketleri gibi yönetiyorlar ne de taraftar iradesine saygı duyuyorlar.

Yönetm arızalarından aşağıda bahsedeceğim. Ancak en önemli konuyu başa alalım. Sanki babalarından miras kalan şirkete kardeşlerden birini Yönetim Kurulu Başkanı seçiyorlar. Aralarında oylama yapıp yeni başkan seçecekler !

Haliyle kulübün gerçek sahibi taraftarlar ayağa kalktılar. Kulübü bu noktaya getirdikten sonra kaçmaya çalışan başkana,”önce genel kurul kararı al, görevi seçimle gelecek olana devret” teklifi yaptılar.

Divan Kurulumuz’da hepimizin hislerine tercüman olan bir mesaj yayımladı.  

Tamamına katılıyorum…

Şimdi bir an önce kaçmak isteyen Başkan diyebilir ki; “kulüp zaten finansal zorluk içindeydi, benden bu kadar…”

Peki finansal zorluk içindeymiş gibi yönettiniz mi ? 

Önce transfer sezonunda en büyük parayı hiç ihtiyacımız olmayan üç futbolcuya harcadınız, sonra da parasız kaldınız.

Az parası olan bir kişi zaruri ihtiyaçları dışında har vurup harman savurur mu?

Erhan gibi bir kalecimiz varken, sezonun ilk transferi kaleci Gökhan oldu. Bu yetmedi dünyanın parasını vererek ikinci bir kaleci daha alındı.

Peki şu anda kalede kim var ?

Elbette Erhan. Hem de olağanüstü performansıyla. Bunu göremeyenler veya kandırılanlar parayı sokağa attılar.

Sakat Onyekuru’yu bize pazarlayan menajerlere ve işbirlikçilerine engel olmak için bu futbolcunun uzun süre maça çıkmadığını ilk günden yazdık.

Futbolcunun bize ilaç olamayacağı anlaşılmasına rağmen; yönetimi, teknik ekibi bizi haksız çıkarmak için denemeler yapmaya çalıştılar. Futbolcuya İcardi muamelesi yapmaya başladılar. Penaltıları o atacaktı, ilk 11’de hep o olacaktı.

Son maçtan önce de antrenmandaki marifetlerinin PR’ını yaptırdılar.

Unuttukları bir şey vardı, maç hali bambaşka bir şeydi. Hoca önce onunla başladı, olamyınca Metehan değişikliğini yaptı ve hareketlenmeyi o zaman gördü. Artık hatır gönülle bu işlerin olamayacağı herhalde anlaşılmıştır. 

İdari performansa bakarsak;

Bu becerisizlik paraya suyunu çektirince, TFF ziyareti gerçekleşti ve oradan eli boş dönüldü. Sonra da yönetim kurulunu yok sayan bir başkan yayın gelirlerinden gelen çekleri kırdırdı. Bu son bölüm duyumlarımız…

Eğer gerçek değilse ilgilisinden hemen özür dileyeceğim.

Sonuç olarak; ne ihtiyaç belirlemeyi ne parayı kullanmayı ne de kurumsal davranışı beceremeyen bir anlayışla karşı karşıyayız.

Mevcut durumda ligden düşmeyiz, ancak tek şartla…

Eylül ve Ekim hakedişlerini ve peşinatlarını tam alamayan futbolcular ara transfer dönemini de düşünerek serbest kalma şartlarını işletmezlerse…

Allah korusun, söylediğim bu durum gerçekleşirse kadro boşaldığı gibi dosyalarda sıra sıra gelmeye başlar. Artık devamını söylemeye dilim varmıyor…