Asya ve Avrupa’yı birbirine bağlayan iki köprüden geçmeden önce eğer kıta değiştirmeyi düşünmüyorsanız, ‘köprüden önceki son çıkış’ aynı zamanda son şansınızdır. O çıkışı kaçırdığınız takdirde hem zaman hem de para kaybetmek durumundasınız.
Bizim için son çıkış ise 14 Haziran seçimidir. Önümüzde şimdilik 2 aday vardır. Birincisi neleri yapamayacağını yaşayarak gördüğümüz mevcut başkanımız, ikincisi ise henüz icraatını göremediğimiz için değerlendirme imkanı bulamadığımız diğer başkan adayımız…
Şimdi o tabelayı Ankara’ya monte edelim !
Naylon üye olayının tekrar hortladığını görüyoruz. Sayın Şen toplu kayıtların adreslerini veriyor. Kulüpten bir açıklama yok !
Kongre günü ilk defa göreceğiniz, maçlarda ise hiç görmediğiniz üyelerle birlikte aynı amaca odaklanmak ne kadar acı değil mi ?
Biz bu filmi daha önce de görmüştük. Geçmiş senelerde o taşınan kıtalardan beden diline göre seçtiğim Mersinli bir gence forma rengimizi sormuştum. Cevap, kırmızı lacivert idi…
O zaman;
- Bunu bize reva gören Başkan’a,
- Personeline maaşını gününde ödeyemeyen Başkan’a,
- Yetmiş milyon liradan 30 milyon liraya indirilen Alagöz borcunu, gününde ödemediği için faiziyle birlikte 3 katına çıkaran ve kulübün hesaplarına bloke getiren Başkan’a,
- “Bu parayı versek suç işlerdik, çünkü borç başkasına ait” dediği aynı borç için protokol yapan ve altına imzayı atan (borcu kabul etmiş oluyor) Başkan’a,
- Futbolcuların alacağı yok derken antrenman boykotu ile karşılaşan Başkan’a,
Süper lig takımı teslim edilebilir mi ?
- Her verdiği gerçek dışı beyanatı anında yalanlanan Başkan’a,
- Medya önünde seçimdeki rakibine yüklenen ama aynı rakipten ikili görüşmede maddi destek isteyen Başkan’a,
- Alt ligde takımını babadan kalma mirasa rağmen finansal açıdan yönetemeyen ama bir üst ligde Avrupa Kupalarına katılma hayali kuran Başkan’a,
- 2025-26 sezonu için yetki almadan, yangından mal kaçırır gibi bilet satış sistemi için PassoLig ile anlaşan (diğer aday karşı olmasına rağmen) Başkan’a,
- Elinde herhangi bir bütçe olmadan, günlük yaşayan ve devamlı olarak ya satacak mal arayan ya da çevreden finansal destek bekleyen Başkan’a,
Süper lig takımı teslim edilebilir mi ?
- Kendi yönetiminden finansal destek alamadığı için “ben tek başımayım” diyebilen ve takım oyununu benimsemeyen etkisiz Başkan’a,
- Devir aldığını söylediği borca göre yaptığımız hesapta; eski yöneticilere olan ödenmemiş büyük borç ve elden çıkarılan gayrimenkulden gelen büyük kaynak dikkate alındığında kendi finansal katkısını göremediğimiz Başkan’a,
- Taraftar sayısını artırmak yerine, tribün kapatan Başkan’a,
- Recep Karatepe’yi de kendisi getirdiği halde , Hüseyin Eroğlu tercihi ile övünen ama bu hocaya ve yardımcılarına da aylarca ödeme yapmayan Başkan’a,
- “Fabrika ayarlarına döndük, kurumsal yapı yarattık” geyiği ile herkesi güldüren Başkan’a,
Süper lig takımı teslim edilebilir mi ?
Yeni sezon kombinelerinin fiyatlandırma şeklini “akıl dışı uygulama” olarak değerlendiren ve kamu oyuna duyurmak zorunda kalan Alkaralar, esasında iş yapış şekline ışık tutan son canlı örnektir.
Elbette her üyemiz kendi tercihini demokratik şekilde sandığa yansıtacaktır.
Ancak bunun vicdani sorumluluğunu da dikkate almak gerekir. Eğer sadece 1 seneliğine süper lig hedefleniyorsa mevcut başkan yeterlidir. Sorun devamındadır.
Çünkü;
Görünen köy kılavuz istemez. Sezon başladıktan sonra ilk 3 ay cicim aylarıdır !
Sonrasında ödemeler yapılamaz, yeni borçlar alınır, transfer yasağı ve ceza puanları gelir. Sezon sonu olacakları tahmin etmek hiç de zor olmaz…
Tekrar TFF 1. Lig ve bu günümüzü de aratacak şartlar önümüze çıkar.
Sonra Sayın Osman Sungur gider, bizler de sağa sola avuç açmaya başlarız.
Keşke daha fazla aday çıksaydı da projeler yarışsaydı. Gerçi günlük işleri yürütemeyen mevcut başkanın herhangi bir projesini duymadığımızdan, zorunlu olarak sadece diğer adayın projelerini dinlemekteyiz.
Eğer o da olmasaydı; rekabetsiz ortamın tek adayı olarak yukarda saydığım sorunların kat be katını görmemiz şaşırtıcı olabilir miydi ?