Kulüp istifa edip ayrılan bir profesyonelin arkasından olumsuz bir kamuoyu bilgilendirmesi yapmış. Her kusuru Ali Ekber Düzgün’e yükleyerek ancak kendinizi kandırırsınız. Sizlerin yerinde olsam hiç değilse sessiz kalırdım !
Bütün bir transfer sezonu içinde bizler yanlış transferleri yazarken, ilgili yöneticiler ve teknik ekip nerelerdeydi acaba ?
Hâlâ hatalarını kabul etmeyen bir teknik ekiple nereye doğru gidileceği bellidir.
Yönetime gelince; bu günkü rakibin gözden çıkardığı bir futbolcuyu (Dal Veresonovic) kiralıyorlar. Futbolcuya talip olmasak büyük ihtimalle TFF 1. Lige gidecekti. Kendimizi nerede konumlandırdığımıza bakar mısınız ? Bu haftaki rakibimizin gözden çıkardığı futbolcuyu kadroya alarak o rakiple başa baş mücadele edeceğiz öyle mi ?
Oynayacağımız maçı kastetmiyorum, bütün bir sezondan bahsediyorum…
Kadroda Erhan Erentürk gibi iyi bir kaleci varken, ilk transferin kaleci Gökhan Akkan olması, son transferde de kaleci Ricardo Velho tercihi çelişki değil mi ? İki transferin de sorumlusu Ali Ekber Düzgün öyle mi ?
Transferin son günlerinde gönderilen Leo Gaucho ve Popa ile kadro dışı bırakıldığı halde elde kalan Nalepa için bu kadar beklemenin alemi var mıydı ?
“Bunlar süper lig topçusu değil” dememin üzerinden tam 2 ay geçti. Yeni mi uyandınız ? O gün bana kızanların bu gün söyleyecekleri bir şey var mı ?
Son menajer kazığı da transferin son günü direkten döndü. Tolga Ciğerci transferi iyi ki dün saat 24’e kadar yetişmedi.
Yine aylarca top oynamayan futbolcu merakı depreşmişti. Futbolcunun topa ayağını değdiği son tarih 11 Mayıs 2025 idi. Kulüpsüz olduğu için sezon hazırlığı da yoktu. Yani 4 aydır istirahatteydi…
Oynadığı son 3 takım da (Herta Berlin, Ankaragücü, Sivasspor) bir alt lige düşmüştü. Ama o her defasında süper ligde kalmayı başarmıştı !
Üçüncü teşebbüsünü de şansızlık eseri Gençlerbirliği ile gerçekleştiremedi ve bizi de şimdilik kader birliği yapan 4. kulüp olmaktan kurtardı.
Şimdi de biraz sahanın dışına çıkalım…
Merak ettiğim her şeyi soruyorum ama yönetimden bir türlü cevap alamıyorum.
Bir soru daha yönelteyim; Gençlerbirliği’nin takım otobüsündeki FBL plakası (Fenerbahçeli), bizim dışımızda kimsenin dikkatini çekmedi mi ?
Maddi kayıplara uğramamızın yanında hiç olmazsa manevi değerlerimize sahip çıkabilirdik. Zaten bunu da kaybedersek, yakında bizi malum kulübün Ankara şubesi yaparlar.
Bir hatırlatma da değerli camiamıza…
Gençlerbirliği isminin önüne ek getirilme isteği bu hadisenin yanında çok masum kalır. Zira ismin önüne en fazla bir şirketin adı gelirdi, şimdi ise ismin tepesine rakip bir kulübün şemsiyesi gelmiştir.