Gündemde seçim yoksa, süper ligde de kalıcı olmak istiyorsak birlik olmak zorundayız. Bunun için de ayrıca bir çağrıya gerek yoktur.
Ancak birlik olmak eleştiriye engel teşkil etmez. Doğru yapılan işleri de, hatalı yapılan işleri de söylemeye devam edeceğiz. Dolayısıyla birlik olmak ile kavuk sallamak aynı şey değildir.
İşte ilk yapılan olumlu görevlendirmeden başlayalım. Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Kaynar’ın basın sözcüsü yapılması ümitleri yeşertiyor. Zira daha önceki yıllarda ortaya koyduğu performansı biliyoruz. Bu güne kadar ihmal edilen şeffaflığın sağlanacağına, camia ile gereken iletişimin kurulacağına yürekten inanıyorum.
Hüseyin hocanın devam edecek olması, Seçkin hocanın alt yapıdaki istikrarı sürdürmesi ve kadın futbolunun ülkemizdeki en ehil ellerinden olan Erdem Göktürk nezaretinde devam edecek olması memnuniyet veriyor.
Tatlı tabağı bu kadar. Şimdi de tuzlu tabağa geçelim.
Tam 1 hafta önce kongrede, “pazartesi günü 350 bin euro Aosman hesabına yatacak” diyen Başkan yine sözünde durmadı. Henüz ödeme için süre olabilir, o zaman da gününün erken söylenmemesi gerekirdi.
Kongrenin üzerinden 1 hafta geçmiş. futbolcuların ve Teknik Direktör Hüseyin Eroğlu’nun sezon içinden kalan maaşlarının ödenmesi için daha neden bekleniyor ?
Bakın hocanın 7,5 milyon liralık şampiyonluk priminden bahsetmiyorum bile…
Hani yöneticiler taahhütlerini hemen yerine getireceklerdi !
Kulübün sadece SGK ve vergi borcu 100 milyon lira olduğuna, 100 milyon liralık Alagöz borcu da kenarda durduğuna göre TFF’den sezon boyunca gelecek olan lige katılım, yayın ve performans gelirlerinin yeri bellidir.
Yani futbolcularımızın alacakları için resmi kaynaklara başvurularını önlemek ve yeni transferlerin peşinatlarını ödemek üzere acilen içerdeki kaynağı canlandırmak lazımdır.
Sonuç olarak; “Bir milyar liralık bütçemiz var” diyenlerin cebinde hiç değilse bu rakamın yüzde 20’si hazır olmak zorundaydı. Oysa manzaranın hiç böyle olmadığı görülüyor. Yoksa nereden başlanacağını düşünürken treni kaçırma ihtimali vardır.