O maçı hatırlayanlar bilir...
Keçiörengücü müthiş bir enerjiyle mücadele etmişti...
Gençlerbirliği'nden bir puanı son anda koparıp almışlardı...
Şampiyonluk yolunda önemli 2 puan kaybıydı Gençlerbirliği için...
Futbolun gerekliliğini yapmıştı hemşehrisi…
Gel gör ki, aynı mücadeleyi hep bekledik...
Gençlerbirliği'nin rakiplerine karşı...
Ama göremedik...
Yani, şampiyonluk adayı komşusuna çelmeyi takmışlardı...
Sonrasında kırmızı siyahlı ekibin tüm rakiplerine kaybettiler...
Art niyet tabi ki yok...
Ama kıskançlık mıdır, yoksa çekememezlik mi, bilemiyorum...
O iki puan Gençlerbirliği için çok anlamlıydı...
Şimdi ise rakip, Ankaragücü...
Küme düşme hattındaki rakibe karşı mücadele edecekler...
Kaybetmek, Sarı Lacivertli cephe için geri dönülmez bir yol...
Çok gergin bir 90 dakika, başkentlileri bekliyor...
Gençlerbirliği'ne yara aldıran Keçiörengücü…
Diğer komşusunu da ateşe atacak mı?
Gençlerbirliği'nin Süper Lige yükselmesini nasıl önemsiyorsak...
Ankaragücü'nde ligde kalmasını o kadar önemsiyoruz...
Hatta yerinin Süper Lig olduğunu biliyoruz...
Tekrar Gençlerbirliği'ne dönersek...
Sezon başında bu noktaya gelebileceklerini...
Hayal dahi edemiyorduk...
Kısıtlı kadrolarıyla ligde kalmalarına duacıydık...
Ama Hüseyin Eroğlu faktörünü hiç hesaba katmamışız...
Böyle bir teknik adamla çalışacaklarını düşünememiştik...
Sezon sonunda sonuç ne olursa olsun...
Eroğlu ile daha uzun vadeli planlar yapmak şart oldu...
