Osman Sungur’u biz eleştiriyorsak, onun doğru yolda olduğunu gösterirmiş !
Yani bu kadar rekor hatayı bir sene içinde gerçekleştiren kişi pirupak, bizler ise boşa gürültü yapmaktayız, öyle mi ?!
Yahu sizler nasıl taraftarsınız (gözleri bağlı olanları kapsıyor) ?
O zaman bizim eleştirilere bakmayın, medyadaki haberlere kulak verin…
Netice değişir mi ?
Kuru laf yerine bu konulara eğilseniz daha iyi olmaz mı ?
Mesela;
- Aşağıdaki fotoğrafı gördünüz mü ?
Hadi Gençlerbirliği Başkanı koltuğunu koruyamıyor, rahmetli Cavcav’ın makamı bu şekilde sulandırıldığında ilk itiraz kimden gelmeli ?
Elbette gerçek taraftarlardan…
- Bine yakın naylon üye kaydedilmesi size normal mi geliyor ?
. Naylon üyeyi bu kadar kolay içeri alanların, 50 senelik üyeyi silmesini içinize sindirebiliyor musunuz ?
- 800 adet forma kaybolmuş, bu sizi ilgilendirmiyor mu ?
Kulüpten bir açıklama yok. Bu haberin altında da tek yorum yok. Gençlerbirliği’nin kayıplarıına gözünüzü neden kapatıyorsunuz ?
- Bizi süper lige çıkartan hocamız Hüseyin Eroğlu’na maaşları ödenmemiş, bunun için bir sözünüz yok mu ?
- Finansal yönetimin zayıflığı, başkanın dirayetsizliği ile 30 milyon liralık Alagöz borcu 100 milyon lira olmuş, buna cevabınız yok mu ?
- Kongre tarihi yaklaşırken kulübün mali tablosunu, bütçesini gören var mı ? Gözü kapalı oy kullanmayı içinize sindirebiliyor musunuz ?
- Birisi de bana diyor ki; “Galatasaraylı başkan adayına sözünüz yok mu?”
Genç arkadaş, rahmetli Cavcav’a bile “ben Galatasaraylıyım” dediği her zaman, bunun yanlış olduğunu yazmış bir kişiyim. Klasspor arşivlerinde vardır.
Benim şimdiye kadar “şu kişiye oy verin” dediğimi bir yerlerde bulamayanlara da bunu nereden çıkarttıklarını soruyorum. Evet kapıdan girdikten sonra Galatasaraylı olduğunu söyleyen her başkana karşıyım ve bunu da Sayın Şen’e bizzat bildirerek açıklama getirmesini istedim. Aldığım cevap, “Çocukluktan itibaren her kişinin tuttuğu bir İstanbul takımı olurdu, uzun yıllardır tek takımım Gençlerbirliği’dir. Göreve gelirsem Galatasaray’a karşı alınacak galibiyete 2 katı prim takdir edeceğim ve o farkı da cebimden ödeyeceğim” olmuştur. İnanıp inanmamakta herkes serbesttir…
- Yine Murat Şamil Şen’e, çok dillendirilen İzmir’deki mahkeme sürecini sordum. On dakika içinde o davayı kazandığına dair mahkeme kararını gönderdi. Medyaya da bu konuda açıklaması olduğunu biliyorum. Hâlâ bu konuyu gündemde tutmak ayıptır. Keşke Osman Sungur’a sorduklarımıza da bu kadar hızlı cevaplar gelse. Onun en iyi bildiği şey sessizlik…
Ancak bunun ‘iddiaları kabul’ anlamına geldiğini iyi bilmeli.
- Taraftarlarımıza tavsiyem, bütün adayların artılarını ve eksilerini teraziye koysunlar ve tercihlerini yapsınlar. Çıkan sonuçlara da herkes saygı göstersin.
Sonuç olarak; demokrasiden daha güzel bir şey yoktur. Kimse merak etmesin, 15 Haziran’dan itibaren hepimiz enerjimizi sadece takımımız için harcayacağız.
Ancak önemli bir notu da belirtmeden geçemeyeceğim; naylon üyelere oy kullandırılması halinde bu kongrenin iptal edilme olasılığı vardır.
Bu uyarıyı da yapmayı bir borç bilirim.
Dolayısıyla “kör değneğini beller gibi” her yanlışı kabullenmenin bu kulübe katacağı bir şey yoktur.