Ankaragücü'nde Gazi Ercüment Tekin başkanlığındaki yönetimde işler iyi gitmiyor.
Yeniden Diriliş parolası ile başlayan sezonda takım umut vermezken, ekonomik sıkıntılara çare olacak adımlar da atılamıyor. Atılan iyi niyetli adımlar ise karşılığını bulmuyor.
Ankaragücü-Elazığspor maçını tribünlerden 3 bine yakın taraftar izledi. Bunun bine yakını ise Elazığspor taraftarı idi.
Para yok, taraftar yok, Mansur Yavaş dışında dişe dokunur destek veren yok...
Ankaragücü'nün baba ocağı MKE, kapıları kapatmış...
MKE demişken biraz geriye gidelim.
Cemal Aydın'ın tüzük değişikliğine kadar MKE Ankaragücü'nün baba ocağı idi. Takım zor durumda kalırsa takımı devralır, MKE Genel Müdürü başkan olur, yeni bir yönetim göreve gelene kadar kulübe babalık yapardı.
Dışarıdan gelen yönetime MKE müdürlerinden yönetici verilir, sendikadan da yönetimden temsilci bulunurdu.
Bu yöneticiler kulübün maddi disiplinini kontrol ederdi.
Cemal Aydın şu anda Türkiye'nin olduğu gibi tek adam rejimini yaşama geçirmek için tüzüğü değiştirdi ve MKE ile Ankaragücü'nün organik bağını kesti.
Ankaragücü'nü uçuruma götüren yolların taşlarını döşemeye başladı.
Sonra kulübü olmayan alacakları için kulübü Melih Gökçek'e adeta sattı.
Sonrasını herkes biliyor.
Neyse günümüze gelelim.
Cengiz Topel Yıldırım ve Fatih Mert, kulübü Ahmet Gökçek yönetiminden devralarak büyük bir hata yapmıştı.
Gazi Ercüment Tekin ve arkadaşları da aday olarak Faruk Koca ve İsmail Mert Fırat'a cankurtaran oldular.
Kasaba, manava, bakkala, futbolcuya, teknik kadroya ve çalışanlara hiç ödeme yapılmamış, ama kulüpten alacaklı hale gelmişler.
Yemeği kim yediyse hesabı onun ödemesi gerekmez mi?
Kulüp kayyuma kalsaydı, sorumlusu Faruk Koca olacaktı.
Şimdi televizyona çıkıp "Ayda 100 milyon buluyordum kulübe" diyor...
Tamam hata yapıldı...
Şimdi çözüm bulma zamanı...
Takım beklenen gibi çıkmadı.
Çok güvenilen yönetime antrenman izlemeyi bile yasaklayan Mustafa Kaplan da kağıttan kaplan çıktı.
Muhtemeldir ki bugün yollar ayrılacak.
Destek vaatleri de yerine getirilmedi.
O zaman ne yapmalı...
Ekonomik gücünüz yoksa gücü olan birinin gelmesi gerekiyor.
Bu konuda beraber çalıştığınız Mehmet Yiğiner en isabetli kara olur.
Atasözü vardır...
"Davul birinin boynunda, tokmak bir başkasının elinde"
Tamam iyi Ankaragüçlüsünüz ama ekonomik gücünüz yok.
Verin işi ehline...