""
Her kurum ve kuruluşlarda...
Yıllardır gelenek halinde...
Göreve gelenen veya atanan kişiler..
Başarısız oldular mı...
En kolay yolu seçip...
Geçmişi suçlarlar...
Özellikle spor kulüplerinde başkan ve yöneticiler ...
Borç batağında aldık...
Enkaz devraldık...
Edebiyatırnı yapmayı çok severler...
İyi güzel de zaten bu gerçekleri bilerek göreve gelmediniz mi...
Ankaragücü'nde de böyle olaylar yaşanıyor...
Fatih Mert 270 milyon lira borç devraldı...
Başkan seçildiği kongrede borçlar faaliyet rapıorunda belirtildiğine göre...
Demek ki bilerek başkan seçildi...
Borçları ödeme sözü verdi....
Fatih Mert yaklaşık 15 aydır görevde...
Bu süreç içerisinde transfer dönemi gelince yasaklardan söz etti...
Yine de kaldırmasını bildi...
Geçmiş dönemi suçlamak kolay...
Yiğiner döneminde Ankaragücü 2. ve 1.Lig'de üst üste iki şampiyonluk yaşayarak Süper Lig'e çıktı...
Transfer yasağı yine vardı...
Ankaragücü Süper Lig'i çıkmasına rağmen hiçbir geliri yoktu...
MKE iki yıl bir kuruş vermedi...
Kapı kapı dolaşıp bu yasağı kaldırdı. Özellikle de ara transferde yaptığı nokta atışla takımı kümede kalmasını sağladı...
Takımın durumu ortada...
Taraftarlar tepkili...
Öyle ise Yiğiner'i hedef tahtasına koymak kolaylığına kaçmak en güzel haret olsa gerek...
Öyle de yapıldı...
Geçmişi kötülemek, başarısızlığa kılıf aramaktır...
Fatih Mert'te bu yolu tercih etti...
Fatih Mert yönetiminde şu ana kadar 37 futbolcu transfer edildi...
31 Ocak mesai bitimine kadar bu sayı 40'ı geçebilir...
Bu transferler nasıl yapıldı...
Scout ekibinde kimler var...
Yoksa menajerlerin video izletmesiyle mi transferler yapılıyor...
Menajerler kim?
10.haftada Trabzonspor maçı öncesi göreve getirilen Mustafa Dalcı ile neden imza atılması için 11 maçın oynanması beklendi?
Şu anda kulübün ne kadar borcu var?
Şeffaflık vaad eden yönetimin bunları açıklaması gerekmez mi?
Ama sözde şeffaflık yapıldığı takdirde inandırıcı olunamaz...
Şunu belirteyim ki...
Tribünden gelen Fatih Mert bu kulübün bir kuruşunu boşa harcatmaz...
Ama birilerinin yapmasını de engeleyemiyor...
Onun içindir....
Şeffaflık sözde kalıyor...
Gelelim Bülent Uygun olayına...
Uygun'u Sivasspor'da görev yaparken yakından tanıdım...
Sivasspor şampiyonluğa oynadığı için SABAH gazetesi adına her hafta beraberdik...
Başarılı oldu...
İki yıl şampiyonluğu kovaladı ancak şanssız iki maç kaybedip, şampiyonluk sevinci yaşayamadı...
Sivasspor'dan sonra çoğu takımlarda görev yaptı...
Bu takımlar küme düşme hattında olduğu için "Hoca gel bizi kurtar"diyerek göreve getirildi...
Hep küme düşmemek için mücadele eden takımlarda görev yaptı...
Başarılı oldu...
Bu nedenle Anadolu takımlarını çalıştıran teknik adamlar sıralamasında Şenol Güneş'in arkasında ikinci sırada yer aldı...
Katar'da görev yaptı...
Şu anda boşta...
Ankaragücü yönetimi Mustafa Reşit Akçay'ı getirmeden önce teklif götürülmüş...
Uygun ve Akçay yönetimde konuşulmuş, ancak oylamadan Akçay çıkmış...
Şu anda Ankaragücü'nden bir teklif gelmemiş...
Bülent Uygun bu konuda şöyle dedi;
"Şu anda başarılı genç bir teknik adam var. Böyle bir durumda benim talip olmam mümkün değil. Mesleğime ayıp olur"
'Ankaragücü'nde ileride görev alırmısın' diye sorduğumda...
"Ankaragücü büyük bir camia. Anlı-şanlı bir kulüp. Türkiye'de en büyük taraftar kitlesine sahip. İyi bir plan ve programla neden şampiyon olmasın. Böyle bir kulüpte ihtiyaç duydukları zaman görevden kaçmam"
Siyasetin desteğiyle görev aldığını sorduğumda...
"Güldü...Abi siyaset ile görev gelmiş olsaydım.Şu anda boşta olurmuydum. Bir de şunu belirtmek isterim sayın Cumhurbaşkanımızı bu tür işlere karıştırmasınlar. Binlerce işinin arasında böyle işlerle uğraşmaz"
Ankaragücü'nde şeffaflık...
Yiğiner'i hedef gösterme...
Bülent Uygun'un teknik direktörlüğü...
Bu konuları dile getirmeye çalıştım...
Kimsenin de avukatı değilim....
Edindiğim bilgileri açıklamaya çalıştım...
Artık bu tür sunni gündem yerine gerçek gündemle meşgul olmalıyız...
Gerçek gündemde...
Ankaragücü'nün kümde kalması...
B.B.Erzurumspor ile pazar günü kritik bir maç oynayacak...
Bu maçı final ve 6 puandan fazlası olarak görüyorum...
Bir türkü var...
"Erzurum çarşı pazar"diye başlar...
Ben de diyorum ki...
Ankaragücü Erzurum'da ÜÇ PUAN yazar....
Şunu belirteyim ki..
Eleştirim...
7 yıl öncesine gitmemek...
Ankaragücü'nün hedefi kümede kalmak değil, Avrupa kupalarına katılmak...
Hatta ve hatta Başkente şampiyonluğu getirmek...
Ben bunu istiyorum...