""
Maradona hayattayken, olağanüstü yetenekli bir futbolcuydu, uzaylı gibiydi adeta! Vefat etti ve şimdi efsane oldu. Toprağı bol olsun.
Konuştuğumuz dili bilmediğimizden cart curt atıyoruz! Yaşayan efsane olmaz, insan öldükten sonra efsane olur!
Tamam mı ‘fitbol’ medyası, gol mafyası!
Şimdi gelelim bu büyük futbolcuya!
Yetenekli, dahi bir futbolcuydu. Herkesin bildiği bir gerçeği daha buraya yazalım, bulunsun; hiçbir zaman bir atlet olamadı, üstün yetenekli bir teknik direktör de olamadı.
Ama kimse bu kısmıyla ilgilenmez, hatırlamaz, çünkü o Maradona!
Uyuşturucu ile arasının maalesef iyi olduğunu herkes biliyor. Belki de sonunun gelmesini erkene bu aldı. Bir de obez yaşam tarzı!
Milli Takımdan arkadaşı Cladio Caniggia ile ilişkisi konuşulurdu.
Protest, aykırı, devrimci bir adamdı. Düz bir futbolcu olmadı asla.
Gittiği takımlarda şampiyonluk kazanırken, çok ünlü futbolcularla çalışmadı; takım arkadaşları hep ortadan oyunculardı. Bu haliyle de bir başarı öyküsüydü.
Bir kolunda Fidel Castro, diğerinde Che Guevera’nın dövmesini taşıyordu.
Hayran olduğu Fidel Castro’nun 25.ölüm yıldönümünde, 60 yaşında göçtü bu dünyadan.
Her yardım kampanyasına başını açıp koşuyordu. Bir gün Papa ile bir yardım kampanyasını konuşmak üzere Vatikan’a davet edilir, gider.
Vatikan şaşalı bir yer tabii. Her yan altın gümüş. Tavana bakar, altın kaplama. Papa ile yan yana gelir gelmez, “Tavanı sat, çocuklara yardım et amigo” der, lafını çekmeyen yiğit yüreğiyle!
Diego şöyle anlatıyor:
“Evet, Papa’ya karşı çıktığım doğru. Neden mi? Vatikan’a gittiğimde oradaki çatıların saf altından olduğunu gördüm. Sonra da Papa’nın vaazını dinledim. Diyordu ki: ‘Kilise, yeryüzündeki tüm fakir çocuklar için üzüntü duyuyor! Külahıma anlat!”
Papa ve Maradona başlığında bir enteresan saptama:
Futbol peygamberi, Arjantinli Papa 1.Francisco’nun seçilmesini şöyle değerlendiriyordu:
“Tanrı Arjantinlidir, şimdi Papa da!”
Dinle arası iyi değildi ama insanla arası çok iyiydi. Bu hümanist yanı da Maradona’ya terörist elebaşı Fethullah Gülen’le aynı fotoğraf karesine sokmuş, yine maalesef!
Yıl 1995, adını anmak istemediğim bir vakıf Bosna-Hersekli çocuklara yardım maksatlı bir gösteri maçı düzenler. Dünyadan bir çok ünlü futbolcu çağrılır, çoğu gelmez ama Maradona oradadır. Karşılaşmayı da Ahmet Çakar yönetir. Fakat cezalı olduğu için maça çıkamaz, terör örgütü elebaşının yanında tribünde oturur. Bu sahnenin de fotoğrafı çekilir. Ne yazık ki, Bosna gazeteleri Maradona’nın ölüm haberini bu fotoğrafla verdiler.
Organizasyonu yapan ünlü menajer Bayram Tutumlu, Maradona’nın istemediğini çok belli ederek oturduğu bu fotoğrafın müsebbibi olarak biliniyor ki, kendisi Fetö soruşturmasında şüpheli çıktı!
Şimdi saygın bir menajer olarak iş yapıyor mu, onu bilmiyorum.
Din meselesine devamla…
Maradona için Diegoryan isimli bir mezhep kurulmuş diye biliyorum. 100 de tarikat üyesi varmış.
Sevginin abartılı hali bu olsa gerek!
Sevilla ile Galatasaray’ın yapacağı dostluk maçı için Türkiye’ye gelmişti, “Galatasaray’da oynarım” demişti! Galatasaraylılar bu ne zaman kullanacak merak ediyorum.
Müteveffa Diego Armando Maradona için Arjantin’de üç günlük yas ilan edildi.
Napoli formasını sonsuza kadar emekli etmiş!
Adamlar, kendi kıymetlisine ne sahip çıkıyor be kardeşim?
Hayret ve takdirle!
Bir de aklıma Gençlerbirliği ve Ankaragücü’ne verilen değer bakıyorum da!
Onların yerine utanıyorum!
DİPNOT: TRT Spor’un milli takım övücüsü programcısı İbrahim Kırkayak!
Maradona’nın ölmesi Messi’yi rahatlatmaz, en fazla üzer!
Programda, “Messi’nin üstündeki baskı kalktı” dedin de o nedenle bu notu düştüm.
Sen de Messi kaygısına düşmüşsün, hayret ettim, şaşırdım!