Bu yazıyı Gençlerbirliği- Konyaspor maçından önce yazıyorum. Zira artık maç yazıları da anlamını yitirdi. Bizde maçlar şu anda saha dışında yapılıyor.
Buna rağmen çok iyi gençlerli bir arkadaşım diyor ki; “Başkanı eleştiremem, menajer konularını da bırakalım artık.”
Ben de diyorum ki; “ 23 adet futbolcuya ödenen paralar sokağa atılmış. Çünkü futbolcular oynamamışlar, yatmışlar. Listesini önünüze koydum. Ve de hâlâ aynı yanlışa devam ediyorlar (24. fire Salih Dursun).
Peki bunu taraftar olarak kime soracağız ?
Sonra da şeytan dürttü, bizim futbolcuların menajerlerine bir bakayım dedim. Nereye baktıysam karşıma tek kişinin adı çıkıyor; Mustafa Erdem Karagöl…
TFF’nin sayfasına girdim ve gördüm ki; adı geçen kişinin listesinin yüzde 70’i Gençlerbirliği futbolcularından oluşuyor.
25 adet sporcunun 15’i direk Gençlerbirliği futbolcusu. Berat Tosun ve Cengizhan Akgün başka kulüplere gitmişler ama Gençlerbirliği alt yapısından yetişmişler. Engin Bekdemir ve Serdar Gürler ise eski Gençlerbirliği futbolcuları.
25’te 19 isabet. Tesadüfün bu kadarı fazla değil mi ?
Bir menajer; kılavuzu olmadan, bir kulübün kapısını çalıp alt yapıdan gelen bütün futbolcuları kendisine bağlayabilir mi ?
Eğer böyle bir yeteneği varsa, başka kulüplerin kapısını da çalmaz mı ?
Elbette bunu da araştırdım.
Menajerler konu olunca aklıma ilk gelen sevgili dostum Atilla Türker oluyor. Onun yazılarını hep kaynak olarak gördüğüm için arşivine sık sık giriyor, eski tarihli yazılarını tekrar tekrar okuyorum. Ne de olsa en tarafsız şekilde futbol tarihimizin cinliklerini yazıyor. Uzatmayayım, Erdem Karagöl isminin geçtiği eski bir yazısını buldum.
Sevgili Atilla, 14 Aralık 2017 tarihinde, “Karabükte karanlık tablo” başlıklı yazısının bir bölümünde diyor ki ;
“Mavi Ateş Taraftarlar Derneği Onursal Başkanı Erol Ünlü’nün belirttiği Menajer Bayram Uğurlu’yu merak ediyor musunuz ?
Tanıtayım. Karabükspor’un tüm transferlerinde adı geçen kişi. Camiada herkes tarafından biliniyor. Ama şöyle ki; lisanslı bir menajer değil. Futbol Federasyonu’nda kaydı yok. Ankara’da yaşıyor, toptancı halinde vakit geçiriyor.
Haliyle sorabilirsiniz; madem Bayram Uğurlu’nun lisansı yok, Karabükspor’un sözleşmelerinde hangi lisanslı menajerin adı yer alıyor ?
Söyleyeyim, yine Futbol Federasyonu’nun resmi sitesine bakarak cevap veriyorum; Erdem Karagöl…
Sözleşmelerde hep Erdem Karagöl adı bulunuyor. Görünen o ki, ortada iyi bir dayanışma var” diyor değerli yazar…
Bu yazının üzerinden tam 3 yıl geçmiş, yukardaki benzerliği görünce kafam karıştı.
Yetkili birisi bize bu tesadüfü açıklayabilir mi acaba ?
Bir ticari ilişkide muhatabın önceki referanslarına bakılmaz mı ?
Eğer spor aleminin göremediği bir özellik varsa; anlatın da, sayenizde biz de kendimizi geliştirelim !
İkinci tuhaflığı da unutmadan tarihe not düşelim; Gençlerbirliği tarihinde ilk defa görevine son verilen bir hoca (Taşkın Aksoy), “Gençlerbirliği beni dolandırdı” dedi.
Aradan 3 gün geçti, kulüpten hâlâ ses yok…
Bu ne demek ?
“Taşkın Aksoy haklıdır” demek. Nokta !
Keşke puan kaybetseydik de itibarımızı kaybetmeseydik.
Geliyoruz en tuhaf gelişmeye…
Gençlerbirliği kulübü dün bir açıklama yayınladı :
“Yönetim Kurulumuz, Arif Ölmez’i oy çokluğu ile başkan vekilliği görevinden almıştır. Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Emin Gür başkan vekilliği görevine getirilmiştir.”
Açıklama aynen böyle…
Görüldüğü gibi “görevinden alınmıştır” ifadesi hem çok ağır kaçmış, hem de acemice hazırlanmış bir duyuru tarzı olmuştur.
Eğer bunu yapıyorsanız ; görevden alma sebebini de açıklamak zorundasınız. Hatta görevden alınan da ısrarla bunu talep etmelidir.
Yok böyle olmuyor, kişi böyle bir talepte bulunmadığı gibi hâlâ kulüp içinde kalacağını söylüyor.
Bir şirkette, orta dereceli bir personelin bile istifası isteniyorsa; “sen istifa etmiş ol” veya “karşılıklı anlaşarak ayrıldığımızı duyuralım” derler.
Tuhaflığın derecesini görüyor musunuz ?
Yani hâlâ taraflar bırakınız yüz yüze devam etmeyi, birlikte iş üretecekler !