Yeni yıl yeni umutlar demek...
Ancak yeni yıl başkent sporu için hiç de umut vermiyor.
Eryaman Stadı'ndan başlayalım.
Ankaragücü Başkanı Mehmet Yiğiner'in açıklamalarından öğreniyoruz ki; stat 18 bin kişilik planlanmış, ancak daha sonra 22 bine çıkarılmış. Bu nedenle yapımcı firma ile belediye arasındaki maddi anlaşmazlık nedeniyle iş bitmiyormuş.
Benim anlamadığım stadın kim hangi yetki ile 18 binden 22 bine çıkarılmasına karar vermiş. Yapımcı firma bunun için niye o zaman para istememiş. Sözleşme yapmamış.
Şimdi para istemek fırsatcılık değil mi?
Alacağını geciktirdiği süreye saysın.
Ankaragücü'nde yılın son günlerinde ilginç olaylar yaşandı.
İsmail Kartal yönetime muhtura verdi. Görevden alındı. Başkan Mehmet Yiğiner, "Birileri Ankaragücü'ne darbe yapmaya çalıştı" dedi.
Sonra "Eğer aday varsa kongre kararı alırız" dedi.
Asbaşkan Murat Ağcabağ, aday olduğunu açıkladı.
Buraya kadar herşey normal, ancak anlamadığımız nokta şu.
Ağcabağ "Güçlü bir yönetimle geliyoruz. Kimseden para istemeyeceğiz. Kesinlikle maddi gücü olmayan kişilerin burada bulunmasını istemiyoruz. Elini cebine atacak, Ankaragücü için bir şeyler yapabilecek yöneticilerle geliyoruz" diyor.
Bir anlamda yöneticileri suçluyor.
Sonra da "Başkan isterse istifasını verir, biz de yönetim olarak devam ederiz" diyor...
Bu ne pehriz bu ne lahana turşusu...
Ankaragücü'nün borcu yıllardır yazılır çizilir... Ama borcun kaç lira olduğunu kimse bilmez.
Son yıllarda yapılan kongrelerde bilançolar da açıklanmaz oldu.
Geçtiğimiz günlerde Mehmet Yiğiner borç için "100 veya 110 milyon, bilemedin 120 milyon" açıklaması yaptı.
FIFA, transfer yasağını kaldırmak için yapılan ve diğer ödemeleri kuruşu kuruşuna medyaya dağıtan Mehmet Yiğiner'in Ankaragücü borcunu bilmemesi garip değil mi?