Şanlı Ankaragücü, Ümraniyespor'u 2-1 yenerek, sezonun en önemli maçını kazandı. Maç öncesi yazımda, "Zor maç olacak, kazanan süper lige çıkar" demiştim.
Çok zor maç oldu, iki takımın girdiği gol pozisyonu sayısı bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar azdı. Kazanan Ankaragücü, 3. Rize ile 5 puan fark yaptı. İlk yarının son 3 maçının Gaziantep FK (D), Adana Demirspor ve Manisaspor ile oynanacağı düşünülürse, Ankaragücü'nün takipçileri arasındaki puan farkının daha da açılacağını öngörmek kahinlik değildir.
Oynanmamış maç kazanılmamıştır ancak bana göre, bu temponun devam etmesi halinde, kalan formalite (!) maçlarını oynayıp, sezonun sonunu beklemekten ibaret.
Teknik Direktör İsmail Kartal, maça 4'lü defans, 5'li orta saha ve tek forvet ile başlamayı uygun görmüştü. Korcan, 2 maçlık aradan sonra kaleyi devralmıştı. Giresun deplasmanında kart cezalı olduğu için oynayamayan Alihan, son antrenmanda sakatlanan Umut Nayır'ın yerine Kehinde ve Doka ilk 11'de sahaya çıktılar. Maçın başında, rakibin orta sahada yüksek isabetli pas yüzdesi ile oynaması Ankaragücü'nün planlarını bozdu. Ümraniyespor, 20. dakikada golü buldu. Rangelov'un sağ kanattan yaptığı ortaya, sahanın en kısa boylusu Drole kafayı vurdu ve takımını öne geçirdi. Daha önce de yazmıştım, defans göbeğinin ortasında, uzun boylu Gançev ve Alihan Kubalas'ın yer aldığı Ankaragücü'ne bu tür kafa golleri yemek yakışmıyor.
İyi kapanan, pas yapmaya çalışan ve kontraatak düşünen rakip karşısında zorlanan Ankaragücü, ilk yarı hiçbir pozisyon üretemedi.
Ümraniyespor'un "pas futbolu" oynamak istemesi 2. yarıda başına iş açtı. 48. dakikada, Kenan Özer'in ceza alanına yolladığı topa kaval kemiği ile müdahale eden Ondele Appındangoye, meşin yuvarlığı kendi kalesine yollayıverdi.
58. dakikada, kaleci Burak, Merthan ile Bulut'un gereksiz topla oynamalarını iyi değerlendiren ve pas arası yapan Putsila topu kaptı. Ceza alanına girdi, ortaya yolladığı topa sol ayağı ile dokunan Kenan Özer golü attı.
Maç, berabere de bitibilirdi. 70. dakikada Drole'nin defans arasına sızıp, sol ayak plasesi yandan auta gitmeseydi. Son 15 dakikada oynanan futbol kabul edilemez ancak onu da maçın heyecanına verelim.
Kenan Özer için ayrı bir pragraf açmakta yarar var. Son haftaların flaş takımı Ankaragücü'nün tartışmasız yıldızı Kenan Özer'dir. Hemen her maça damga vuruyor. Tebrikler Kenan Özer'e.
Ankaragücü'nün karakterli oyuncuları, hiç transfer bedeli, peşinat almadan, sadece primlere oynuyarak, dev adımlarla süper lige koşuyor.
Karakterli hocası İsmail Kartal, işini yapıyor hem de iyi yapıyor. Sezon başında hocaya ilişkin olumsuz düşünen taraftarlar dün Kartal'ın gönlünü aldı. Hem de ne alma! Öğrendiğim kadarıyla, Kartal, İstanbul uçağına yetişmek için hakem Özgür Yankaya'nın maçı bitiren düdüğü çalmasının ardından sonra soyunma odasına gidip, duş aldı. Taraftarın, "Başkan, Kartal'ı sahaya getir" tezehüratları üzerine, Mehmet Yiğiner soyunma odasına gitti ve İsmail hocayı sahaya çıkarttı. Taraftar, "Şampiyon yap bizi, cehennemde yak bizi" tezehüratları ile İsmail Kartal'ın gönlünü aldı. Kartal, Basın Sözcüsü Tuna Yılmaz ile bütün tribünleri dolaşarak, taraftarları selamladı.
19 Mayıs Stadı, dün, tarihi günlerinden birisini yaşadı. 7'den 70'e her yaştan, çocuk, genç, kadın, erkek, 15 bine yakın taraftar tribündeydi. Babalarının yanlarında, omuzlarında 4-5 yaşında bebeler, "Şampiyon Ankaragücü" tezahüratları yapıyordu. Ankaragücü'nün taraftarı destan yazıyor ve dedelerinden, babalarından miras aldıkları arma sevgisini büyüterek, yücelterek gelecek nesillere aktarıyor. Saha sonuçları kadar taraftarın armaya sahip çıkması, Ankaragücü sevgisini büyütmesi de önemli.
Sözün özü, sezon başındaki kara bulutlar dağıldı, Ankara'ya güneş doğdu. Sarı-laciverliler, geçen sezon sonundaki havayı yakalamaya başladı. Şimdi bütün şehri pankartlarla, bayraklarla süsleme zamanıdır. Çünkü bu yolun sonu açık ara şampiyonluktur, süper ligtir.