""
Rahmetli İlhan Cavcav ile 4 yıl Gençlerbirliği muhabiri olarak, 4 yıl da kulüp çalışanı olarak yakın mesaide bulundum.
Ağızından sadece iki kez sevgi sözcüğü duydum. Birincisi saha bakım sorumlularına "Bu ağaçları çok severim. Bunlara iyi bakın" demişti.
Diğerinde ise "Torun sevilmez mi?. Evlat anapara, torun ise faiz... Faizi kim sevmez?" gibi veciz (!) bir laf etmişti.
İlhan Cavcav'ın evladı Gençlerbirliği, torunu ise Hacettepe idi...
Gençlerbirliği ASAŞ ve Gençlerbirliği Oftaş'ın başarılarını hep yakından izledim.
Görevim olmasa da izin günlerimde zaman zaman deplasmanlara bile gittim.
Bir bayram günü Başkan Turgay Kalemci ve yönetici Mehmet Tokatlı ile Eskişehirspor deplasmanına gidiyoruz.
Yola çıktık... Bir süre sonra Turgay Kalemci'nin telefonu çaldı.
Daha önce maça gelmeyeceğini ve tatile gideceğini söyleyen İlhan Cavcav, "Nazan yengenizle maça geliyoruz. Bize de yer ayarlayın... Maçtan sonra tatile çıkarız" demez mi...
Yani llhan Cavcav Hacettepe'ye öyle bağlıydı.
O takım büyük emeklerle Süper Lig'e çıktı. Gençlerbirliği'ne çok oyuncu yetiştirdi.
Adeta faiz geliri oldu.
Ama sonra kan kaybetmeye başladı.. Düşüş çıkış kadar hızlı olmasa da kötü son kaçınılmaz oldu.
Vasıfsız yöneticiler, kulübü çıkarlarının amacı görenler, son olarak da Hacettepe'nin bir altyapı takımı olduğunu unutup transfer üstüne transfer yapanlar kulübü Bölgesel Amatör Lig'e kadar düşürdü.
Bence bu başarısızlık sonrası Başkan Bülent Üstandağ ve yönetimi toptan istifa etmelidir.
Bu başarısızlık Bülent Üstündağ'a yazsa da bu kulübün gerçek başkanı Niyazi Akdaş da başarısızlıkta pay sahibidir.
Nasıl Murat Cavcav iki takımı birden küme düşürmekten sorumlu ise Niyazi Akdaş da Hacettepe'nin düşmesinden payına düşeni alacaktır.
Bu işten en zararlı çıkacak olan da Gençlerbirliği olacaktır...