""
Şanlı Ankaragücü, deplasmanda Tuzlaspor maçı ile TFF 1. Lig’e başladı. Lig başladı ancak Başkent ekibi, fazla umut vermedi.
90 dakikanın ardından iki cümle ile özet:
“Birkaç futbolcu dışında, herkes kendine oynuyor. Ayaklar yere basmazsa, başarı hayal olur…”
YALANDAN MARKAJ
Elbette, kimileri gibi, “Ankaragücü ilk dakikadan itibaren rakibe basık kuracak, peş peşe pozisyonlara girecek ve golleri sıralayacak” hayalperestliği içinde değildik. Ancak, bu kadar da kötü bir başlangıç beklemiyorduk.
İlk 10 dakika geçti, futbolcuların vücutları ısındı, ak takım, kara takım ortaya çıkacak zaman geldi. Maalesef ak takım Tuzla, kara takım Ankaragücü oldu.
Tuzlaspor futbolcuları, oyun alanının tamamını kullanmaya, pas yapmaya, futbol oynamaya başladı.
Ankaragücü futbolcuları, yalandan, gölge markajı, sağlık yaşam koşuları yaptı.
Binbir zorlukla kazanılan toplar, tek vuruşla forvete atıldı ancak duvara çarpan toplar, Tuzlaspor atağı olarak geri döndü.
Oyuna ağırlığını koyan takım, ismi değil cismi ağır Tuzlaspor oldu.
FUTBOL TOPSUZ OYNANIYOR
Modern futbol, toplu değil topsuz oynanıyor. Futbolcu, top ayağında değilken yaptıkları ile öne çıkıyor.
Durağan, topsuz oyunda hiç olmayan, top geldiğinde oynamaya çalışan, Ankaragücü takımı, kendi sahasından çıkmakta zorlandı.
Maçtan bir ayrıntı:
Dakika 22. Top, Sinan Osmanoğlu’nda. Sağ tarafa hareketlendi, pas alacak kimse yok. Sola döndü, herkes markaj altında, olduğu yerde duruyor. Topu kaptırdı ve taç çizgisinin orta sahaya yakın bölümünde, rakibi indirip, sarı kart gördü.
AMATÖR KÜME GOLÜ
Ankaragücü, sanki; sonucun önemli olmadığı, antrenman maçı oynuyordu. 18. dakikada, rakip ceza alanına atılan top, kaleci Angeler’e kadar geldi. Ankaragüçlü 3 futbolcu, rakip ceza sahası içinde bulunan topu kapmak için atak yaptı. Ancak, 2 pas sonucu, 3’ü birden oyundan düştü. Orta sahayı geçen Ferhat Öztorun, 40 metreden, ceza sahasının arka sağ noktasına, yüksek top attı. Oradan kale sahasına kafa pası ve 3 metreden atılan kafa golü. Amatör kümede bile yenmeyecek bir gol.
KAYIP İLK YARI
Ankaragücü, golden sonra santra yaptı ancak reaksiyon gösteremedi.
İyi oynayan hep Tuzlaspor oldu.
İstanbul ekibi, hep aynı atağı yaptı. Soldan sağa yüksek top, kafa ile ceza sahasına aktarma, hareketli forvet, hep pozisyon buldu. Geçen yıl Ankaraspor forması giyen Pedersen başta olmak üzere, o kadar çok pozisyon buldular ki, saymakla bitmedi.
25. dakikada 2. golü yiyorduk. 30. dakikada, 2 ayrı pozisyonda 2 kez golü kaçırdılar.
ŞANS GOLÜ
Ankaragücü takımı, abandone olmuş boksör gibi, sallana sallana, yürüye yürüye ilk yarının son dakikasına geldi.
“Bari, ilk yarı tek farkla bitse, devre arasında belki toparlanırız” diye not alırken, Ankaragücü yine 3 futbolcu ile rakip ceza alanı üzerindeki topa baskı yaptı. Aslında yediğimiz golün aynı senaryosuydu. Ancak bu kez, Cem Ekinci, topu kapıp, Kwebena Owusu’ya verdi ve bu futbolcunun vuruşu ile beraberlik geldi.
Ben yine de gördüğümü yazayım:
Owusu’nun golü, doğru atılmış bir gol değil... Şutu son derece riskli. Önünde defans futbolcusu var, kalenin ortasına, üst direğe çok yakın, kalecinin üzerine şut çekti. Kaleci refleks olarak hamle yaptı ancak çok yakından gelen, sert şutu önleyemedi.
Bana göre, golü kaleci yedi. Kafasının üstüne gelen topu çıkarabilirdi.
Owusu, daha garantili gol olsun diye, yandaki Eren Derdiyok'a oynamalıydı.
VARLAR, YOKLAR
İkinci yarıda da, orta sahada top tutmayıp, ilk pasta topu rakibe teslim edince, yük, kaleci, defans ile merkezdeki iki futbolcuya düştü.
“İlk gelen topta golü yedi” eleştirilerine rağmen, kaleci Akın Alkan’ı beğendim.
Defansta Murat Uçar, Sinan Osmanoğlu, Yusuf Abdioğlu ve Tiago Pinto, orta sahada Abdullah Durak ile Hasan Hüseyin Acar, adam kovalamaktan bitap düştüler.
DERDİYOK, OWUSU, GERALDO
TFF. 1. Lig santrforu sıkıntısı sürüyor. İki yeni forvetten, Eren Derdiyok, gerçekten, “Derdiyok görüntüsü” verdi. Antrenman maçı oynadı.
Owusu, TFF 1. Ligi, kendisi için yetersiz görüyor ancak kendisi bu lig için yetersiz. Rakip ve hakem ile çok oynuyor. Keskin sirke gibi. Umarım, küpüne zarar vermez.
Öte yandan, bir deli fişek, isyankar hali de var. Bu halini futboluna yansıtırsa, faydalı olur.
Geraldo da, benzer şekilde ligi kendisi için yetersiz buluyor. Artistik, varyete futbolu oynamaya çalışıyor.
Bu futbolculara, TFF 1. Lig’in nasıl bir lig olduğu ve buradan çıkmanın Ankaragücü için ne kadar önemli olduğu anlatılmalı. Aksi taktirde, 3. haftanın sonunda, kendilerine teşekkür edilmeli.
“BERABERLİK YETER”
Teknik Direktör Mustafa Dalcı, 66. dakikada, Abdullah Durak ile Hasan Hüseyin Acar’ı kenara alıp, oyun alanına İshak Çakmak ve Ali Kaan Güneren’i sürdü. 71’de Eren Derdiyok çıktı, Şahverdi Çetin girdi. Forvet 1 futbolcu azaldı, orta saha 1 futbolcu arttı.
Değişikler yapıldı ancak sahaya giren futbolcular, “yetersiz” performans sergiledi. Hele ki, kaleyi karşıdan gören 35 metreden, “Allahım, sen rast getir” şutu atmak nedir? Böyle vurdumduymazlık olur mu?
81’de Geraldo çıktı, Erdem Özgenç girdi. Bu değişiklik ile defansı güçlendiren Mustafa Hoca, “Kazaya uğramayalım, 1 puan yeterli” dedi.
DEPLASMANDA PUAN KAZANÇTIR
TFF 1. Lig’in çok zor bir lig olduğunu hep söylüyoruz. “İtiş-kakış ligi” olarak tanımladığım bu ligte, göze hoş gelen futbol oynamak zor. Bütün takımlar, puan için savaşıyor.
Cuma, Cumartesi ve Pazar günü maçlarının ardından bu gerçek apaçık ortaya çıktı.
Bu ligten çıkmak için; kendi sahanda bütün maçları kazanacaksın, deplasmandan da toplayabildiğin kadar çok puan toplayacaksın.
Şanlı Ankaragücü, ilk deplasmanından puan çıkardı. İlk maçların zorluğu da düşünüldüğünde, “1 puan kazançtır” diyelim, çok kısa sürede, yanlışların düzeltilmesini, eksiklerin giderilmesini bekleyelim.