Evet bizim takım Galatasaray’a sıkıntılı bir gece yaşattı. İlk devre 1-0 bizim üstünlüğümüzle kapandıktan sonra ikinci yarının başında ikiyi, üçü de bulabilirdik. 51. ve 54. dakikalarda Tongya’nın kaçırdıklarından birisi gol olsa, maç başka bir tarafa giderdi. Üstelik ikinci golümüz 10 kişi oynadığımız zaman diliminde geldi. Sadece bu bile maçı özetlemeye yeter.
Oyuncularımız tribündeki taraftarımıza cesur oyun ile güven verdiler. Televizyondan maçı seyredenler, Galatasaray taraftarının yüzündeki endişeyi görmüşlerdir.
İstatistiklerden; ‘kazanılan ikili mücadele’ ve ‘top kapma’ sayıları ev sahibi takımla hemen hemen aynıydı. Bu cesur futbolun en önemli işaretidir.
Volkan hoca takımı çok iyi yönetti. Aradığımız hocayı bulduğumuza inanıyorum. İnşallah uzun seneler bizimle olur…
Defansı sağlam kurdu ama kayıtsız şartsız geriye de yaslanmadı. Beşiktaş galibiyetinden sonra Galatasaray galibiyetiyle de dönebilirdik. Fenerbahçe ise bu iki maçtan dersler çıkarmış olmalıdır.
Puan cetvelindeki yerimiz kadronun tamamen yenilenmesinden kaynaklanmaktadır. Lige yeni çıkan bütün takımlar bu hassas geçiş dönemini yaşarlar. Eğer Ocak ayında iyi bir santrafor bulursak, bir seviye daha atlarız.
Bu Niang ile olacak bir şey değil. Ağır kaldığı için ağzındaki lokmayı alıyorlar.
“İşte dün bir gol attı ya…”
Evet attı, 13 maçta 3 gol !
Kanat oyuncusu Metehan’da 2 gol atmış…
Diğer kanat oyuncusu Tongya 2 gol atmış…
Takımın defans oyuncuları 6 gol atmış, daha ötesi var mı ?
Bir iki ilaveyle ligin ikinci yarısında tırmanışın başlayacağını tahmin ediyorum.
Yalnız takıldığım bir şey var.
Maaşları ve diğer hakedişleri zamanında ödemeyen başkanın primlerde bu kadar bonkör davranmasını neye borçluyuz acaba ?
Seçim yatırımı olmasın ?
Şimdiden söylüyorum; aynı bonkörlüğü Fenerbahçe maçında da bekliyoruz !