Başkanın yüksek özgüven sahibi olduğuna dair hiç şüphe yok…
Üç yönetim kurulu üyesini görevden aldığını da çok rahat söylüyor. Oysa kurumsal tavır; en azından “karşılıklı anlaşarak ayrıldık” şeklinde bir geçişi gerektirir. Ya da bir kurumda o seviyede göreve son veriliyor ve bu kamuoyuna açıklanıyorsa haklı birkaç nedeni olmalı…
Ve bunun genel kurul üyelerine açıklanması gerekirdi…
Açıklamanın en tuhafını ise genel kurul kararından sonra öğrendik. “Bin küsur üye kaydedildi” diyor kendisi…
Hatırlayalım; eski başkan Osman Sungur 7 Ekim 2025 günü görevi bıraktı.
8 Ekim 2025 tarihinde 15 kişinin seçtiği yeni başkan göreve başladı. Önce uzun süre göreve devam edeceğini belli etti.
Genel kurul üyeleri bunu öğrenince; 14 Ekim 2025 tarihinde “seçimli olağanüstü genel kurul”a götürmek üzere imza kampanyası başlattılar. Aynı tarihte Avukat Çağrı Çetin tarafından, “yeni üye kabul işlemlerinin 1 ay süreyle durdurulması ve olağanüstü genel kurul çağrısı yapılması” ihtarı için mahkeme süreci başlatıldı.
Karşısında kararlı bir grup gören yönetim kurulu 17 Ekim 2025 tarihinde “29 Kasım için kongre kararı” alındığını açıkladı ve fakat devamı getirilmedi…
Ne zamana kadar ?
Avukat Çağrı Çetin’in “ihtiyati tedbir talebini” mahkemeye sunduğu 13 Kasım 2025 tarihine kadar…
Yani tam 27 gün SESSİZLİK !
Çağrı beyin girişiminin duyulduğu günün akşamı yapılan yönetim kurulu toplantısı’nda genel kurul kararı resmen açıklandı.
Peki bu boşlukta neler oldu ?
Güya bizler 27 gün önce verilen söze inanıp, imza kampanyasını sonlandıracaktık. Dolayısıyla bu yanılgı ile uzun süre alınan karar resmi olarak ilan edilmedi, zaman kazanıldı ve o zaman diliminde üye kaydı devam etti.
Kulübe imzalar teslim edilince de; 1000 yeni üyeyle birlikte imzaların toplam üye sayısına yetmediği görülmüş oldu.
Bu özgüvenle seçimli genel kurul yine rafa kalktı ve muhtemelen “görevi ne kadar uzatırsak kârdır” anlayışı duruma hakim oldu.
Ne zaman ki Çağrı beyin 13 Kasım günü dava açtığı duyuldu; kararlılığın devam ettiği görülünce istemeden de olsa seçimli kongre kararı alındı ve ilan edildi.
Bu arada 5 Kasım 2025 tarihinde “alt yapıda büyük operasyon yaşandığı” ve 10’dan fazla ismin görevine son verildiği öğrenildi. Oysa yirmi gün içinde seçim yapılacaksa, bu kadar büyük değişiklik yapmanın en azından etik sayılamayacağı ortadadaydı. Ya da henüz o tarihte geçerli olan seçimin yapılmayacağına dair inançtı…
Sonuç olarak; yeni başkan etik dışı bir davranışla işi zamana yaydı, aradaki sürede kendi şansını artıracak şartları oluşturdu. Yine de isteyerek değil ama zorunlu olarak iş resmiyete döküldü. Olay budur…