Yetkili var, sorumlu yok !
Gençlerbirliği yöneticisi bir radyo programında, “Yanlış bir transffer politikası oldu” diyor. Yani bu kadar basit, sanki başkası yapmış gibi !
Devam ediyor; “Kulübün organizasyon sorunu var. Çok yavaş, geleceğe dair planının olmadığı, günlük organize edilen, scoutu olmayan bir kulüp. Bence gercekleri görmüyoruz.”
Zannedersiniz ki muhalif kanattan biri konuşuyor..
Biraz daha şaşırmak ister misiniz ?
Yine devam ediyor; “Menajer geliyor, 2-3 isim veriyor. Videolarını izleyip karar veriyorsunuz. Böyle başarı olmaz.”
Şaşırmakla kalmıyorum; ‘acaba benim yazılarımdan bir paragrafı mı okuyor ?’ diye şüpheye düşüyorum. Zira böyle yaptıklarını çok yazdım…
Peki bunlara izin verenler kimler ? Esas işin bu tarafı daha önemli değil mi ?
Devamı geliyor; “Onyekuru daha önce birçok kişi tarafından bize önerilmiş. Sakatlığı olduğu belli. Bize maliyeti yıllık 2 milyon euro. Bu konuda uyarılarda bulundum” diyor bu günkü yönetici !
Yöneticinin görevi uyarıda bulunmak mı, yoksa bu büyük zararı engellemek mi ?
O uyarıyı zaten biz yapıyoruz, sadece kulak vermeniz yeterliydi. Onyekuru’nun sakat olarak alındığını yazdığım tarih 21 Temmuz 2025, futbolcu ile sözleşmenin imzalandığı tarihte 21 Temmuz 2025. Şimdi mi (2 ay sonra) bizimle aynı noktaya geldiniz ?
Yani ilk gün yapılan uyarıyı 6 maç oynandıktan sonra yapmanın bir kıymeti var mı ? Benim dışardan gördüğümü zamanında içerden göremeyenlerin hâlâ direksiyonda olması doğru mu ?
Devamı geliyor; “Gençlerbirliği’nin bu kadar büyük marka olduğunu içine girince öğrendim.”
Gençlerbirliği taraftarı olmadan, ani bir kararla kadroya dahil olmanın itirafı değil mi ?
İşte bunun için en çok şikayetimiz fason üyelere yaptığımız bu itiraz oluyor.
Devamı da var; “Mağaza konusunda sıkıntılar vardı. Sayım yaptırdığımda 900 forma kaybolmuştu.”
Bunun da sorumlusu yok. Peki 2 milyon liraya yakın kayıp yerine kondu mu ?
Şimdi de “Neden konuşmuyor ?” dediğimiz eski Sportif Direktör Ali Ekber Düzgün’ün bu gün Anadolu Ajansı’na yaptığı açıklamadan bir özet sunuyorum:
“Herkesin içinde olduğu süreç, her şey kayıtlı. Transferler ilgili yönetim kurulu üyelerinin bilgisi dahilinde gerçekleşti. Kadro mühendisliği; kulüp başkanı, teknik direktör, teknik ekip, kulüp antrenörleri ve oyuncu izleme sorumlusunun dahil olduğu 9 kişilik koordinasyonla yapıldı. Bütün sözleşmeler hukuki açıdan incelensin diye ilgili yönetim kurulu üyemize sunuldu, ödemeler de elbette kulüp saymanının bilgisi dahilinde yapılıyordu. Devir eski devir değil. Bigisayarları bırakın, telefonlarımızda bile bu sürecin kendiliğinden oluşmuş arşivi var.” Ali Ekber Düzgün böyle söylüyor.
Peki şimdi ne olacak ?
Görüldüğü gibi ne yaparsanız yapın, top ortada kalmıyor. ‘Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır.’