Gençlerbirliği’ne yabancı olan Fenerbahçeli bir yönetici, aynen başlıktaki cümleyi söylüyor. Tekrar edelim; “Gençlerbirliği tarihinin en iyi yönetimi biziz” diyor bir radyo programında…

Buna gülüp geçebilirdim ama kulüple ilgili bilgisizlik öyle bir seviyedeki, bu eksiği tamamlamasak olmazdı…

Elbette bir de sataşmadan dolayı söz almış bulunuyorum…

Gençlerbirliği’ni lig üçüncüsü yapan, Türkiye Kupasını kazandıran, Avrupa’nın başarılı 3 kulübünü kupadan eleyen bizim yönetimi silip atmış muhterem…

Tarihimizde ilk defa Süper Lig’deki en büyük başarımız 2002-03 sezonundaki lig üçüncülüğümüzdür (Beşiktaş ve Galatasaray’ın ardından).

Ertesi sezon da UEFA Kupası’nda Blackburn Rovers, Sporting Lizbon ve Parma takımlarını elemiş, 4. Turda Valencia ile eşleşen takımımız o sene organizasyonda şampiyon olan bu takıma elenmişti.

Yabancı spor yazarları, “Gençlerbirliği adını zor telaffuz ettiklerini ama artık mecburen öğreneceklerini” ifade ediyorlardı.  

Bitmedi, tarihimizde ilk defa bir kulübün 2 takımı birden (Gençlerbirliği ve Gençlerbirliği Oftaşspor) Süper Lig’de yer almıştı. Alt yapının o zamanki gücünü gördünüz mü ? 

Rahmetli Cavcav’ın kemikleri sızlar. “Finansal yönetimde mi daha iyisiniz, sportif performansta mı daha öndesiniz, alt yapı verimliliğinde mi yarıştasınız ?” diye de sorarlar insana…

Türkiye çapında (hatta yurt dışında da) ‘futbolu en iyi bilen başkan’ olarak tarihe geçen kişiye karşı biraz ayıp olmuyor mu ?

Çok daha gerilere gidelim. Bu takım 1941 ve 1946 yıllarında Türkiye Şampiyonu oldu. Eğer profesyonel ligden önceki şampiyonluklar sayılırsa (o ihtimal var) 6 takıma biz de ilave olacağız ve gelirimiz artacak.

Bunu bize sağlayanlar, rahmetli Saffet Gürol ve rahmetli Fevzi Magat Başkanlarımızın yönetimleriydi. 

Gençlerbirliği’nin maddi zorluklarla boğuşup kapanma noktasına geldiği dönemde görev üstlenen Rahmetli Başkanımız Hasan Şengel, görevde iken hapis cezası aldı. Gençlerbirliği için hapis yatmasına rağmen, “Hapis yatan adam Gençlerbirliği’nde başkanlık yapamaz” diyerek görevi efsane başkanımıza devretmişti. Bayramlarda, aramızda 20 yıl yaş farkı olmasına rağmen bazen bizden erken davranıp araması da kalite seviyesinin göstergesiydi.

Bunu da ‘nerelerden nerelere geldiğimizin işareti’ olarak kenara not edelim.

Sonuç olarak;

Alt ligden süper lige takım çıkarınca en başarılı olunmuyor !

O kadarcık başarının bile onaylanması için takımı ilk sezon bu ligde tutup tutamayacağınıza bakmak gerekiyor.  

Şimdi yukarda saydığım başarılardan sonra güncel puan cetveline bakınız ama sakın ters tutmayınız !